Üniversitemizde Akademik Yılı Açılış Coşkusu

Üniversitemizin 2018-2019 Akademik Yılı Açılı, Türkiye Büyük Meclisi (TBMM) Başkanımız Binali Yıldırım’ın katılımlarıyla coşkuyla gerçekleşti.

Yalnızbağ Yerleşkesi Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen açılış töreni, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasının ardından, Üniversitemiz Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Anabilim Dalı öğrencilerinden oluşan koronun verdiği Türk Halk Müziği konseriyle başladı. Törene katılan Binali Yıldırım da zaman zaman türkülere eşlik etti. Ardından Üniversitemizin tanıtım filmi izlendi.

Öğrenciler adına konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Üniversitemiz öğrencilerinden Elif Gaye Kılıç, “Hepimiz annemiz, babamız ve milletimizin umuduyuz. Bizlere bugünleri hediye edenlere minnettarız. Bizlere emeği geçen büyüklerimize söz veriyoruz, çalışacağız ve başaracağız” dedi.

Rektörümüz Prof. Dr. Akın Levent de, Üniversitemizin kuruluşundan günümüze tarihi gelişimi hakkında bilgi verdiği konuşmasında, 25 bine yakın öğrencisi ve 1500’e ulaşan akademik ve idari personeliyle yükseköğrenim hizmeti vermeye devam ettiğini söyledi. Rektör Prof. Dr. Levent, adını taşımaktan gurur duydukları Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesine hizmet etme şerefini kendilerine tevdi eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve desteklerini daima yanlarına hissettiklerini belirttiği Meclis Başkanımız Binali Yıldırım’a teşekkür etti. Ülkemizde karayolundan havayoluna, demiryolundan haberleşme teknolojilerine kadar birçok hizmetlerin altında Meclis Başkanımız Binali Yıldırım’ın imzasının bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Levent, “Biz de bu projelerin sahibinin hemşehrisi olmanın haklı gurunu yaşıyor ve bir kez daha kendilerine minnet duygularımızı ve teşekkürlerimizi arz ediyoruz” dedi.  Araştırma odaklı üniversite olmanın hedeflerinin başında geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Levent, bu amacın tezahürü olarak üniversite sanayi işbirliği yanında uluslararası işbirliklerine büyük önem verdikleri belirtip, Üniversitemizin ulusal ve uluslararası tanınırlık ve saygınlığını yükseltmeye kararlı olduklarını vurguladı. Öğrencilerden sosyal etkinliklere katılmalarını, Üniversiteyi sevip sahiplenerek değer vermelerini ve Üniversitenin sunduğu olanaklardan en iyi şekilde yararlanmalarını ve okuyup araştırarak kendilerini sürekli geliştirmelerini isteyen Prof. Dr. Levent, konuşmasını; “2018-2019 Eğitim-Öğretim yılına heyecanla başlarken, aldığımız sorumluluğun farkındayız. Üniversitemizi daha iyiye ve daha ileriye götürmek için elimizden geleni yapmaya söz veriyoruz. Üniversitemizin yeni akademik yılı açılış töreninde bizleri onurlandığınız için hepinize teşekkür ediyor, en derin saygı ve şükranlarımı sunuyorum” sözleriyle tamamladı.

Rektörümüzün konuşmasının ardından Meclis Başkanımız Binali Yıldırım’ın eğitime katkıları konulu video gösterimi izlendi. Video gösterimi ardından konuşmalarını yapmak kürsüye gelen TBMM Başkanımız Binali Yıldırım, yeni eğitim-öğretim yılının hayırlı olması temennisinde bulundu. Üniversitemizin 2006’da resmen kurulduğunu anımsatan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:”Bu senenin başında milletvekili arkadaşlarımızın verdiği kanun teklifiyle üniversitenin ismi Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi şeklinde değiştirilmiştir. Dağları karlı Erzincan sizlerin olduğu gibi benim de memleketim. Taşını, toprağını, üzümünü, yaylasını seviyorum. İnsanlarını seviyorum çünkü onlar 24 ayar altındır. Memleketime değer katan herkesi, her kurumu her zaman takdir ettim, takdir etmeye devam edeceğim.”

Türkiye’nin her köşesine yaptıkları gibi, olanaklarını; hemşehrilerinin refah ve mutluluğu için de sefer ettiklerini ifade eden Yıldırım, adını taşıyan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinin de hem kendileri hem de ailesi için iftihar kaynağı olduğunu söyledi. Üniversitemizin gençlerimizin ufkunu aydınlatmak için büyük çaba gösterdiğini anlatan Yıldırım, “24 bini aşan gencimizin öğrenim gördüğü üniversite bu gün 11 fakülte, 3 enstitü, 4 yüksekokul, 12 meslek yüksekokulu ve 10 araştırma uygulama merkeziyle gençlerimizin ufkunu aydınlatmak için ciddi gayret göstermektedir”  diye konuştu.

Gelecek yıllarda üniversitenin iddiasına uygun bir vasfı kazanacağının altını çizen TBMM Başkanı Yıldırım, üniversitelerin, farklılıkların buluşup, birlikte hakikatin arandığı yerler olduğunu vurguladı. İdeolojik saplantının olduğu yerden tek tip insanların çıktığını belirten Yıldırım, “Sevgi ve hoşgörü anlayışımızda tek tip insana yer yoktur. Üniversitelerimiz hayatın gerçeklerini mutlaka yansıtmalıdır. Önceki birikimlerin tekrarı olan nakilcilik, üniversite öğretiminin omurgası olamaz. İnsanlığın yüzlerce yıllık birikimiyle tekamül eden akıl, üniversitelerin omurgasını teşkil etmelidir. Akademik yapının temelinde fikirler yatar. Dolayısıyla fikirler asla tehdit altında olmamalı. Üniversite içinde herkes fikrini özgürce ifade etmelidir, çünkü burası bilimsel hürriyetin merkezidir” şeklinde konuştu.
Üniversitelerde ortaya koyulan eserlerin, öğrenmenin, akıl yürütmenin ve tecrübenin somutlaştırılmış şekli olduğunu aktaran Yıldırım, yazılan kitapların, yayınlanan makalelerin aklın ve beynin eserleri olduğuna dikkat çekti.

Türkiye’de bir zamanlar gençlerin akıllarına, eserlerine değil, bedenlerini nasıl örttüklerine yoğunlaşıldığını anımsatan TBMM Başkanı Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: “Üzücü, incitici olan bu durum sebebiyle birçok kız evladımız okulunu, üniversitesini bırakmak zorunda kaldı ve ya başka memleketlere gidip orada tahsilini tamamlama mecburiyetinde kaldı. Bu örneklerden biri de benim kızım. Üniversiteyi tamamlayamadı, başını açmasını istediler o da bunu reddetti bıraktı. Şimdi yıllar sonra çoluk çocuğa kavuştu üniversite okudu. O, yarım kalan idealini gerçekleştirmek için gayret ediyor. Ne oldu, bütün bunlardan kim ne kazandı, hiçbir şey kazanmadı. Husumet oldu, toplumda ayrışma oldu, yani zararı memleketimize bize oldu. Gelişip ileri gitmek için insanımızın niteliğini arttırmamız icap ederken gençlerimiz üniversitelerden uzakta kaldı. ‘Gitsin de bir daha gelmesin’ diye dua ettiğimiz o günler çok şükür geride kaldı.”

Üniversite Sayımız 206’ya ulaştı

2002’den itibaren fikri, vicdanı, irfanı hür gençler yetiştirmek için hızlı bir üniversiteleşme atağının başladığını kaydeden Binali Yıldırım, bu çerçevede 2002’de 76 olan üniversite sayısının bugün 206’ya çıktığını dile getirdi. Üniversitesi olmayan şehir kalmadığını belirten Yıldırım, “İsteyen evladımız gurbete gitmeden kendi memleketinde bile üniversite eğitimi alabilir. Tabii gurbette okumanın zorlukları var, barınma, beslenme zorlukları ve yüksek masrafları var. Özellikle de kızlarımızın bu noktada daha da dezavantajı var. Bazı aileler de kızlarını gurbete göndermekte tereddüt ederler. Esasında her ilde bir üniversite hedefiyle başlatılan bu hamlenin önemli bir amacı da üniversiteye giden kızlarımızın sayısını arttırmaktır. İstatistiklere göre bu amaca şimdiden erişildiğini görüyoruz. Artık birçok üniversitemizde kız öğrencilerimizin sayısı, erkek öğrencilerimizi aşmış durumda. Bugün üniversitelerimizin tamamında okuyan 7,5 milyon gencimizin 3,5 milyondan fazlasını kızlarımız oluşturuyor. Erzincan’da öğretim gören gencimizin 11 bin civarı kız öğrencilerimizden oluşuyor. Bu sevindirici bir tablo, kızlarımız daha çok okusun, daha nitelikli hale gelsin istiyoruz.”  görüşünü dile getirdi.

Bilgi çağında olduklarını ve eğitim, öğretime sıkı sarılmak gerektiğini de anlatan Yıldırım, dünyayı yönetenlerin bilgiye sahip olanların, bilgiyi üretenlerin ve bilgiyi kullananların olduğunu aktardı.  Batılılara sorulduğunda ilk üniversiteyi kendilerinin kurduğunu söylediklerini kaydeden Yıldırım, “Onlara göre tarih batıyla başlamıştır, oysa dünyada ilk üniversiteyi kuranlar Müslümanlardır.” ifadesini kullandı. Yıldırım, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde Konya, Kayseri, Kırşehir’in ilim merkezi haline getirildiğini ifade ederek, Osmanlı’nın da Selçuklu’nun bu mirasına sahip çıktığını anlattı. Medeniyet tarihinde akıl ve bilginin önemine vurgu yapan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Anadolu, işgalci, sömürgeci devletlerin iştahını kabartan bir coğrafyadır. Bu coğrafyada devletimizin ve milletimizin varlığını sonsuza kadar huzur, güven ve barış içinde devam ettirmek istiyorsak mutlaka güçlü, daha güçlü olmak mecburiyetindeyiz. Bizim huzur, barış ve kardeşliğimizden her zaman birileri rahatsız olmuştur. İçeride ve dışarıda rahatsız olanlar aramıza fitne sokup, işbirlikçi hainler yetiştirmeye çalışmıştır. FETÖ terör örgütü son zamanlarda karşı karşıya kaldığımız o hain ve sinsi planın bir sonucudur. Bu hain yapının 15 Temmuz’da yaptıklarını hepimiz hatırlıyoruz. Türk tarihinde eşine az rastlanan bu ihanetin hedefi Türkiye’yi kaosa sürüklemek, kardeş kavgasını körüklemek ve dış kaynaklı sinsi planları uygulamaya koymaktı ama başaramadılar.” TBMM Başkanı Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla milletin, vatansever askerlerin, polislerin, savcıların ve hakimlerin hızlı kararlarıyla kalkışmanın bastırıldığına işaret etti ve “Türkiye’de artık devlet ve millet kaynaşması gerçekleşmiştir. Devletin milleti yerine milletin devleti olgusu hayata geçmiştir. Bu uğurda hayatını kaybeden bütün şehitlerimize, vatan savunmasında teröre karşı amansız mücadele eden ve bu uğurda canlarını veren bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Şehitlerimize minnet ve şükran borcumuz var, Allah hepsinden razı olsun” dedi.

Konuşmasında “Sürücüsüz arabalar, garsonsuz lokantalar dönemi artık uzak değil. Yapay zeka uygulamaları şimdiden insanların gündeminde ve insanlığı korkutuyor. Belki gelecekte pek çok insan robotlarla arkadaşlık kuracak” diyen Yıldırım, 16 Nisan 2017’de milletin onayıyla anayasa değişikliğine gidildiğini de anımsattı. Değişikliğin ülkede istikrar ve güveni temin etmek ve bir daha demokrasi dışı hareketlerle karşı karşıya kalmamayı amaçladığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:”Bazıları ne söylersek söyleyelim, anlamakta zorlanıyorlar ama millet anladığı için destek verdi ve bugünlere geldi. Nitekim 24 Haziran 2018 seçimleri yapıldı, yeni anayasa yürürlüğe girdi. Yani parlamenter sistemin yerini Cumhurbaşkanlığı sistemi almış oldu. Sistemin ilk Cumhurbaşkanını milletimiz Recep Tayyip Erdoğan’ı seçerek bu süreci başlatmış oldu. Ben de sistemin son Başbakanı olarak tarihteki yerimi aldım. Yeni sistemin ilk Meclis Başkanı da milletvekillerimizin teveccühüyle şahsım seçilmiş oldu. Artık Meclis kendi işinde, hükümet de kendi işinde uğraşacak.”

İnsanın yaratılışının aynı zamanda faydalı bir insan olmayı gerektirdiğini aktaran Yıldırım, aynı fikirde olmayan insanlarla kavga etmek zorunda olmadıklarını anlattı. Farklı fikirdeki insanlarla anlaşamamanın gayet doğal olduğuna vurgu yapan Yıldırım, şöyle devam etti: “Önemli olan konuşmaktır, konuşabilmektir. İnsan meraklı olmalı, hayatı geliştiren şey de meraktır. Meraklı insan, bilgiye açtır, açlığını gidermek için öğrenir. Hayatta mutlaka bir hedefiniz olsun. Uzay boşluğundaki meteorlar gibi olursanız, sürekli başkalarının hedeflerinin peşinden koşarsınız. Bir hedefe ulaşmak, gayret etmek bir çalışmayı gerektirir. ‘Nerede azim varsa orada çözüm vardır’ diye güzel bir söz vardır. Ulaşamadığınız hedefleriniz sizi yılgınlığa uğratmasın, deneyin bir daha deneyin, kaybettiğiniz her aşamada nerede yanlış olduğunu göreceksiniz ve doğruyu eninde sonunda bulacaksınız. Unutmayın insan pes ettiği gün yenilir. Hayat geleceğe doğru yaşlanıyor, kendinizi yarınlara hazırlayın.”

Günümüzdeki mesleklerin pek çoğunun gelecekte tarihe karışabileceğini ifade eden Yıldırım, yapılan tahminlere göre önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyada çalışanların yarısına yakının işlerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirterek, dünyanın artık dijitalleştiğini vurguladı. Sürücüsüz arabalar döneminin uzak olmadığı görüşünü dile getiren Yıldırım, “Yapay zeka uygulamaları şimdiden insanların gündeminde ve insanlığı korkutuyor. Belki gelecekte pek çok insan robotlarla arkadaşlık kuracak. Üç boyutlu yazıcılarla üretim ev tipi fabrikalara dönüşecek. Ekransız yayıncılık uygulamaları daha şimdiden kullanılır hale geldi. İnternet çağında hepimiz artık veri üretiyoruz aynı zamanda veri tüketicisi konumuna geldik. Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya uygulamaları sadece bir yazılımdan ibaret. Bizlerse hem müşterisiyiz hem de üreticisiyiz.” dedi.

Yıldırım, öğrencilere içerisinde bulundukları günü ve yarını bilerek kendilerini ona göre hazırlamaları tavsiyesinde bulundu. Yıldırım, konuşmasının sonunda Üniversitemizin bugüne gelmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Konuşmaların ardından, Rektörümüz Prof. Dr. Akın Levent Meclis Başkanı Binali Yıldırım’a günün anısına Üniversitemizin giriş kapısını gösteren kabartma fotoğraf takdim ederken, Yıldırım da Rektörümüze Meclis logolu çini tabak hediye etti.

Elektrikli otomobil  “KAYI” ile deneme sürüşü

Akademik açılış töreni ardından Binali Yıldırım ve beraberindekiler,  Mühendislik Fakültemiz öğrencilerinin iki ayda ürettiği “Kayı” adlı elektrikli otomobili inceledi. Otomobilin üzerine “Başarılarınızın devam dilerim” yazarak imzalayan Yıldırım, araçla deneme sürüşü yaptı.

Kütüphane ve Müze inşaatının temeli atıldı.

Daha sonra Yalnızbağ Yerleşkemizde Türk Telekom tarafından yaptırılacak olan, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Kütüphanesi ve Binali Yıldırım Müzesinin temeli dualarla  atıldı.

Programa Erzincan Valisi Ali Arslantaş, Erzincan Milletvekilleri Süleyman Karaman, Burhan Çakır, İstanbul Milletvekili Serkan Bayram, Sivas Milletvekili Mehmet Habip Soluk, Garnizon Komutanı Tuğg. Ali Ekiyor, Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Seniha Nükhet Hotar, Kurum Müdürleri,  İş insanları,   Akademisyenler ile çok sayıda davetli ve öğrenciler katıldı.

Loading

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest
Email